logo

03/14/2019

AP,  2018 Türkiye Raporunu kabul etti – Türkiye tepkili…

AP,  2018 Türkiye Raporunu kabul etti – Türkiye tepkili…

Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını öneren rapor kabul edildi.

“Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye ile katılım müzakerelerini resmen askıya alması” önerisinin yer aldığı rapor, 109’a karşı 370 oyla kabul edildi. 143 parlamenter ise çekimser kaldı.

Karara Türkiye sert tepki gösterdi:

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, AP’da kabul edilen Türkiye raporuna ilişkin, “Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanan, hiçbir bağlayıcılığı olmayan tek taraflı ve objektiflikten uzak bu karar bizim açımızdan yok hükmündedir” ifadesini kullandı.

Dış İşleri Bakanlığı tarafından AP’nun Türkiye kararına ilişkin yapılan açıklamada, “AP tarafından benimsenen tek taraflı ve objektiflikten uzak tutuma, tarafımızca herhangi bir değer atfedilmesi mümkün değildir.” denildi.

AK Parti Sözcüsü Çelik, ise, “Bizim açımızdan değersiz, hükümsüz ve itibarsız bir karar bu. Bu itibarsız karar, AP’nin artık aşırı sağın ideolojik güdümüne girdiğinin ilan edilmesidir. AP demokratik gelişmeye açık ve destekleyici kararlar almaktan uzaklaştı. Aşırı sağın dar penceresinden bakıyor dünyaya.” değerlendirmesinde bulundu.

2018 TÜRKİYE RAPORU

Anadolu Ajansı’nın servise koyduğu raporun ayrıntıları şöyle sıralandı:

Avrupa Parlamentosu (AP) 2018 Türkiye Raporu‘nda “Avrupa Birliği’nin Türkiye ile katılım müzakerelerini resmen askıya alması” çağrısında bulundu.

Hollandalı AP üyesi Kati Piri tarafından hazırlanan “2018 Türkiye Raporu” Strazburg’daki Genel Kurulda oylandı.

“Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye ile katılım müzakerelerini resmen askıya alması” önerisinin yer aldığı rapor, 109’a karşı 370 oyla kabul edildi. 143 parlamenter ise çekimser kaldı.

Tavsiye niteliği taşıyan ve bağlayıcılığı bulunmayan raporda, Türkiye’nin tepkisini çeken çok sayıda unsur sıralandı.

Raporda, “İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, basın özgürlüğü ve yolsuzlukla mücadele” konularında Türkiye’ye yönelik eleştiriler sıralanırken, Kıbrıs sorunuyla ilgili bölümde her yıl olduğu gibi, büyük ölçüde Rum ve Yunan tezlerine yer verildi.

Ankara’nın Güney Kıbrıs Rum yönetimine yönelik politikalarının eleştirildiği raporda, “Türkiye’nin Kıbrıs’taki askeri varlığına son vermesi” çağrısında bulunuldu.

Raporda, Türkiye’nin Suriyeli göçmenlere yönelik politikasından övgüyle bahsedilirken, Suriye’nin kuzeyine yönelik askeri operasyonların ise “endişe verici olduğu” kaydedildi.

FETÖ OPERASYONLARINA TEPKİ

Raporda, Türkiye’de OHAL’in kaldırılmasından memnuniyet duyulduğu belirtilse de FETÖ operasyonları kapsamındaki “uzun tutukluluk süreleri ve kötü muameleden” endişe duyulduğu ifade edildi.

Türkiye’nin yurt dışındaki FETÖ örgütü mensuplarına yönelik operasyonlarından da “üzüntü duyulduğu” belirtilen raporda, bu kapsamda Diyanet çalışanlarının istihbarat amaçlı kullanıldığı ileri sürüldü.

Türkiye ve Ermenistan’a ilişkilerin normalleştirilmesi çağrısında bulunulan raporda, “İki ülke arasındaki sınır kapısının açılmasının ilişkilerin gelişmesine etki edebileceği” vurgulandı.

Öte yandan raporda, Ankara yönetimine Akkuyu Nükleer Santrali inşaatını durdurması çağrısında bulunuldu.

AP raporunda, Türkiye’ye verilen üyelik öncesi AB fonlarının da gözden geçirilmesi gerektiği belirtilerek bu fonların doğrudan Türkiye’deki sivil toplum için kullanılması ve Erasmus programındaki öğrenciler, akademi dünyası ve gazetecilerle ilgili programlara yatırılması savunuldu.

Raporda ayrıca Ayasofya’nın camiye dönüştürülmemesi vurgusu yapıldı.

OLUMSUZ HUSUSLAR OLDUKÇA AZ

Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin Türkiye ile AB arasında “zaten güçlü olan bağların” daha da güçlenmesine vesile olacağına dikkat çekilen raporda, bu nedenle “kapının açık tutulması” tavsiyesinde bulunuldu. Raporda, Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin “Türkiye’deki insan hakları reformlarının teşvik edilmesinde bir araç olarak kullanılması gerektiği” belirtildi.

Türk vatandaşlarına yönelik taahhüt edilen vize serbestisinin önemine işaret edilen raporda, bundan özellikle öğrencilerin, akademisyenlerin, iş insanlarının ve AB ülkelerinde akrabaları olanların fayda göreceği vurgulandı.

Raporda, AB üyeleri ile Türkiye arasındaki yakın diyaloğun sürdürülmesinin önemine değinilerek dış politika, savunma ve güvenlik alanlarındaki iş birliğinin artırılmasının teşvik edildiği kaydedildi.

Türkiye’nin NATO’nun uzun zamandır üyesi olduğu anımsatılan raporda, Türkiye’nin jeostratejik konumu dolayısıyla Avrupa’nın ve bölgenin güvenliğinde önemli rol oynadığı belirtildi.

Raporda, Türkiye ve AB’nin NATO şemsiyesi altında stratejik konularda iş birliğini sürdürdüğü kaydedildi.

PKK’YA KINAMA

“Terör örgütü PKK’nın Türkiye’de yeniden şiddet eylemlerine başvurmasını sert biçimde kınıyoruz.” ifadelerine yer verilen raporda, örgütün 2002’den bu yana AB’nin terör listesinde olduğu hatırlatıldı.

Raporda, Türkiye’nin Suriye’deki iç savaşın ardından ortaya çıkan göç krizinin çözümünde önemli rol oynadığına işaret edilerek “Türk halkı 3,5 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yaparak büyük bir misafirperverlik gösterdi. Türkiye’deki mültecilerin bir milyonu okul çağında ve bunların yüzde 60’ı okula devam edebiliyor.” değerlendirmesinde bulunuldu.

TÜRKİYE ‘DEN TEPKİLER ARD ARDA GELDİ

CUMHURBAŞKANLIĞI:

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, AP’da kabul edilen Türkiye raporuna ilişkin, “Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanan, hiçbir bağlayıcılığı olmayan tek taraflı ve objektiflikten uzak bu karar bizim açımızdan yok hükmündedir” ifadesini kullandı

Kalın, AP Genel Kurulu’nda kabul edilen tavsiye kararı niteliğindeki 2018 Türkiye raporuna ilişkin açıklamada bulundu.

“Avrupa Parlamentosu’nun 2018 Türkiye raporunun içeriği, Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir ivme kazandırma konusundaki ortak gayretlerin arttığı bir süreci baltalama teşebbüsüdür.” değerlendirmesini yapan Kalın, raporda gerçekleri yansıtmayan mesnetsiz iddialara başvurulmasının, Avrupa’daki aşırı siyasi akımların, Türkiye’ye karşı sergiledikleri ön yargılı tutumu açığa çıkardığını bildirdi.

Kalın, şunları kaydetti:

“Seçimler öncesinde katılım müzakerelerinin askıya alınmasına yönelik tavsiye kararı, Avrupalı bazı siyasetçilerin ülkemize karşı olan samimiyetsiz popülist ve vizyonsuz tutumunun bir göstergesidir. Bu, Avrupa siyasetinde yaşanan vizyon daralmasının endişe verici tezahürlerinden biridir. Öte yandan 370 evet oyu ile kabul edilen bu tavsiye kararı 751 AP üyesinin ortak iradesini temsil etmemektedir. Avrupa Parlamentosu tarafından oylanan, hiçbir bağlayıcılığı olmayan tek taraflı ve objektiflikten uzak bu karar bizim açımızdan yok hükmündedir.”

DİŞ İŞLERİ:

Dışişleri Bakanlığı tarafından Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye kararına ilişkin yapılan açıklamada, “AP tarafından benimsenen tek taraflı ve objektiflikten uzak tutuma, tarafımızca herhangi bir değer atfedilmesi mümkün değildir.” denildi.

Açıklamanın devamında “(AP’nin kabul ettiği Türkiye raporu) Söz konusu tavsiye kararı bizim için hiçbir anlam ifade etmemektedir. AP’nin Türkiye’ye ilişkin tutumu, Türkiye ve AB arasındaki ilişkileri, etkileşimi ve diyaloğu geliştirmek olmalıdır.” ifadeleri yer aldı.

AK PARTİ:

AK Parti Sözcüsü Çelik, paylaşımında, “Bizim açımızdan değersiz, hükümsüz ve itibarsız bir karar bu. Bu itibarsız karar, AP’nin artık aşırı sağın ideolojik güdümüne girdiğinin ilan edilmesidir. AP demokratik gelişmeye açık ve destekleyici kararlar almaktan uzaklaştı. Aşırı sağın dar penceresinden bakıyor dünyaya.” değerlendirmesinde bulundu.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Meclis’in bombalandığını anımsatan Çelik, “AP parlamentomuzla dayanışma için ziyarete bile gelmedi. AP Başkanı aylar sonra geldi. Ama darbeci liderlerle çalışmakta hiçbir mahsur görmüyorlar. AB’nin genişlemeden sorumlu komiserinin ırkçılığı, Türkiye raporunu hazırlayan şahsın demokrasiden çok terörü destekleyenlerle yakınlığı herkes tarafından bilinmektedir.” ifadelerine yer verdi.

“Bu raporu size aynen iade ediyoruz”

Vatandaşların 15 Temmuz’daki darbe girişimine karşı demokrasiyi korumak için her türlü bedeli ödediğini belirten Çelik, şunları kaydetti:

“Bu dünya tarihine geçecek emsalsiz bir duruştur. Bunu anlamaktan uzak AP’nin verdiği kararın zerre kadar itibarı yoktur. Biz demokrasi için bedel ödeyen bir milletiz. Demokrasimiz hak edilmiş bir demokrasidir. Bu uğurda Başbakan Menderes ve bakanlarımız şehit oldu. 15 Temmuz’daki darbe girişiminde şehitlerle ve gazilerle koruduk demokrasimizi. Demokrasimize notu tarih vermiştir, ödenen bedeller vermiştir. Irkçılara teslim olmuş AP’nin verdiği notun hiçbir hükmü yoktur. Salonlarında PKK sergileri açılan AP hangi yüzle demokrasimizi mahkum etmeye kalkıyor.

AP’ye sesleniyoruz. Bu raporu size aynen iade ediyoruz. Kabul ettiğiniz bu raporu, ‘Avrupa Irkçılık ve İslam Düşmanlığı Müzesi’ kurup kapısına asabilirsiniz. O raporu her gördüğünüzde, Avrupa’yı ırkçılara adım adım bir kere daha nasıl teslim ettiğinizi hatırlarsınız.”

Nurettin Kurt
Journalist, specialist in criminology, recipient of the EU Prize for Journalism and Turkish Journalists' Association’s press freedom award , and the author of “Journalist-wolf in the stressful triangle - Incident-police proceedings-lawsuit”,  Sedat Simavi Journalism Award - 2007 (Turkey) 32 yıllık gazeteci, polis ve adliye uzmanı, Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü başta olmak üzere, 2011 ve 2017 TGC Başarı ödülü, Avrupa Birliği Araştırmacı Gazetecilik Ödülü, iki kez Çağdaş Gazeteciler Derneği haber ödülü, yedi kez Barış Selçuk Gazetecilik Ödülü ile birlikte çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları tarafından ödüle layık görülmüştür, ‘Olay-Polis-Adliye- Gerilim Üçgeninde Kurt Gazeteci’ isimli kitabın yazarıdır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Calendar

Mart 2024
P S Ç P C C P
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
25262728293031