logo

07/28/2019

O TOPLANTIDA: Dağ fare doğurdu

O TOPLANTIDA: Dağ fare doğurdu

Beyaz Saray’da Donald Trump ile Cumhuriyetçi senatörler arasında gerçekleştirilen toplantıda Türkiye’nin Rus yapımı hava savunma sistemi S-400 alımının ardından Türkiye’ye uygulanacak olası yaptırımlar masaya yatırıldı.

Kongre üyeleri Türkiye’nin S-400 alımından rahatsız ancak Başkan Trump’ın ya da Kongre’nin bundan sonraki aşamada ne yapması gerektiği konusunda kararsız. Kongre’deki temkinli hava yaptırım konusunun ikinci plana atıldığının sinyalini veriyor.

BİRLİKTEN GÜÇ DOĞAR

Rusya’dan S-400 savunma sistemlerinin alınma hadisesi, son yıllarda ABD ile Türkiye ilişkililerini en çok geren konulardan birisiydi. Türkiye, gerek ABD’nin, gerek NATO’nun şantaj ve tehditlerine boyun eğmedi. S-400’lerin alımı konusunda asla geri adım atmayan Türkiye, muhalefeti ve halkı ile adeta tek vücut olup kararından vazgeçmedi. Bu olay, tarihe örnek olarak geçti. Sanırım bundan sonra da benzer olayların devamı gelecektir.

Gelelim ABD ve NATO tarafına. Türkiye NATO’nun tehditlerine “göbek bağımız yok, gerekirse çıkarız” yanıtını vererek, en kestirme yoldan NATO’ya ne kadar kararlı olduğunu gösterdi.

İTİBAR KAYBINI KURTARMA PEŞİNDE AMA

ABD S-400’lerin alınmaması için olmadık yollara başvurdu. Ancak istediği sonuca ulaşamadığı gibi, üstelik dünya ülkeleri karşısında birde itibar kaybına uğradı. Başta Başkan Trump olmak üzere, muhalefet, Pentagon ve kongre, itibar kaybını geri nasıl kazanırız derdinde. Zira ABD, son dakikaya kadar Türkiye’nin vazgeçeceği konusunda hemfikirdi.

Ancak, son dönemde özellikle Başkan Trump’ın iktidara gelmesinin ardından bana ABD, eski ABD gibi gelmiyor. Birçok olayda Başkan Trump ayrı bir telden çalıyor, kongre, Pentagon ve muhalefet ayrı. Bu da ABD’nin dünya ülkeleri karşısında irade ve itibar kaybına neden olduğunu açıkça gösteriyor.

DAĞ FARE DOĞURDU

Gelelim Türkiye’nin S-400 teslimatının ardından yapılan, o meşhur gizli toplantıya. Toplantıdan çıkacak yaptırımlar konusunda Türkiye başta olmak üzere dünya ülkeleri pür dikkat kesildi. Ancak dağ, fare doğurdu. Dediğim gibi her kafadan ayrı bir ses çıkınca, sadece ses çıkıyor gerisi hikaye.

Anlaşılan o ki, ABD, Türkiye’nin “çantada keklik” olmadığını anlamış görünüyor. Neyse fazla uzatmayayım şimdi gelelim o meşhur toplantının ayrıntılarına.

YAPTIRIM İKİNCİ PLANA ATILDI

Uluslararası haber ajanslarının Kongre kaynaklarına dayandırdığı bilgilere göre, Kongre üyeleri Türkiye’nin S-400 alımından rahatsız ancak Başkan Trump’ın ya da Kongre’nin bundan sonraki aşamada ne yapması gerektiği konusunda kararsız. Reuters’ın haberine göre, Kongre’deki temkinli hava yaptırım konusunun şimdilik ikinci plana atıldığını gösteriyor.

BAŞKAN TRUMP YAPTIRIMA KARŞI

Beyaz Saray’da Donald Trump ile Cumhuriyetçi senatörler arasında geçen hafta basına kapalı bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda Türkiye’nin Rus yapımı hava savunma sistemi S-400 alımının ardından Türkiye’ye uygulanacak olası yaptırımlar görüşüldü. Toplantıda Trump’ın senatörleri yaptırım konusunda geri adım atmaya davet etti fakat karşılığında hem Cumhuriyetçiler hem de toplantıya mektup gönderen Demokratlar, NATO müttefiği olan Türkiye’ye yaptırım uygulanmasının gerekli olduğunu vurguladı.

Washington Post, Rus S-400 füze savunma sistemini satın alan Türkiye’nin ne ölçüde cezalandırılması gerektiğinin görüşüldüğü, Beyaz Saray’da ABD Başkanı Trump ve Cumhuriyetçi Partili 45 senatör arasında kapalı kapılar ardında gerçekleşen görüşmenin ayrıntılarını aktardı.

ABD Başkanı Donald Trump, Cumhuriyetçi senatörlerle 23 Temmuz Salı akşamı Beyaz Saray’da bir toplantı yaptı. Toplantının en önemli gündem maddelerinden biri, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi aldığı için Türkiye’ye uygulanması olası CAATSA yaptırımlarıydı.

Toplantı sonrası resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak toplantıya katılan 45 senatörden bazıları, ABD basınına toplantıyla ilgili bazı bilgiler verdi. Buna göre, Trump’ın seçildiği Cumhuriyetçi Parti’nin önde gelen senatörleri, yaptırımların uygulanmasını istiyor ve bu konuda Trump’la açıkça tartışmaya girmekten kaçınmıyor.

SERT TARTIŞMALAR ÇIKTI

Washington Post, toplantıya katılan senatörlere dayandırdığı haberinde, Trump’ın sert yaptırımlar dayatmak yerine Türkiye ile süreci müzakere etme yanlısı gözüktüğünü, bu sebeple bazı senatörlerle arasında sert tartışmalar çıktığını yazdı.

Gazetenin “kapalı kapı toplantısı” olarak adlandırdığı toplantıda, senatörlerin bir kısmı, NATO üyesi bir ülkenin Rusya’dan füze savunma sistemi almasına tamamen karşı çıktığını ve yaptırım silahının kullanılması gerektiğini söyledi.

Toplantıdan çıktıktan sonra gazeteye konuşan kaynaklara göre, Senato Dış İlişkileri Komitesi Başkanı James Risch ve Trump arasında yüksek sesli bir “tartışma” yaşandı. Risch, Trump’ı, Türkiye’ye yönelik “uygulanması zorunlu yaptırımlardan geri adım atmaması konusunda uyardı.” Bunun NATO’nun güvenliğini ve F-35’lerin görünmezliğini tehlikeye atacağını söyledi.

Risch’in sözcüsü Suzanne Wrasse, “Odadaki herkes birçok seçeneğin mevcut olduğunu biliyordu ve bu sebeple cesur ve sert bir tartışma oldu” dedi.

“ERDOĞAN’LA NASIL MÜZAKERE ETMELİYİZ”

Gazete, Trump’ın toplantıda Türkiye’ye yaptırımlardan daha çok sağlık sistemi, göçmen sorunu ve yeni mali düzenlemeleri gündeme getirmeye çalıştığını, ancak senatörlerin ısrarıyla her seferinde yaptırımlar konusuna geri dönüldüğünü yazdı.

Toplantıya katılan senatör John Hoeven’in verdiği bilgiye göre, toplantıda daha çok “Erdoğan’la nasıl müzakere etmeliyiz?” konusu üzerinde duruldu.

Trump’a yakınlığıyla bilinen senatör David Perdue ise, Trump’ın müzakereye eğilimli yaklaşımını savundu:

“Başkan Trump bu konuya çok daha geniş bir bakış açısıyla yaklaşmaya çalışıyor. Eğer sadece Türkiye’nin ne yapmaya çalıştığına bakarsanız, o zaman ağır yaptırım yaklaşımı mantıklı olur. Ancak önce tüm bölgeyi ilgilendiren daha geniş kapsamlı konulara, ardından daha büyük ülkelerde olan bitene bakarsak, kendimizi farklı bir konumda bulabiliriz. Dünyada müttefikler kazanmaya çalışıyoruz.”

BBC Türkçe’nin aktardığına göre, Perdue, yaptırımlar yerine bazı ticaret anlaşmalarının yeniden gündeme gelebileceğini, çünkü bu tip anlaşmaların Türkiye için önemli olduğunu söyledi.

BAZI DEMOKRATLAR DA YAPTIRIM UYGULANMASI TARAFTARI

ABD yönetiminin daha önce, S-400’lerin teslim edilmesi durumunda Türkiye’ye uygulanacağını açıkladığı yaptırımların zaman kaybetmeden açıklanması gerektiğini düşünenler sadece cumhuriyetçi senatörler değil.

Toplantıya davetli olmayan Demokrat senatörler de Trump’a bir mektup yazarak “Hukuka uygun olarak Türkiye’ye yaptırımların uygulanması gerektiği konusunda Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve birçok Cumhuriyetçi senatörle aynı fikirdeyiz” ifadelerini kullandı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi’nden Demokrat senatör Robert Menendez öncülüğünde yazılan mektupta, “ABD kararlı adımlar atmazsa, NATO’daki pozisyonumuz ve Rusya’ya yönelik yaptırım rejimimizin gücü zarar görür.” denildi.

TRUMP’A “YAPTIRIMLARI UYGULA” BASKISI

Bloomberg’e konuşan Teksas Senatörü John Cornyn’e göre, yaptırımlar konusunda isteksiz olan Trump, S-400’lerin teslimatı başlamış olduğu için ellerinde fazla bir seçenek kalmamasından dolayı sinirliydi:

“Türkiye, Erdoğan’ın gittikçe daha çok otoriter olması, basın mensuplarını cezaevine atması ve insan hakları ihlalleriyle, daha da sorunlu bir ülke haline geldi.”

Yine Teksas’tan senatör Ted Cruz, toplantıya katılan senatörlerin çoğunluğunun Türkiye ile ilişkilerin öneminin farkında olduğunu söyledi:

“Ama aynı zamanda Türkiye’nin aynı anda S-400 ve F-35’leri alması da tamamen çelişkili bir durum. Toplantıdaki senatörler de Başkan’ın Erdoğan’a S-400 programını uygulamaması konusunda kesinlikle baskı yapması gerektiği kanısındaydı.”

Trump, geçen hafta Perşembe günü Beyaz Saray’da gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtlarken, “Şu an Türkiye’ye yönelik ekonomik yaptırım düşünmüyorum” demişti. Ancak ABD Kongresi’nde, Trump’ın CAATSA’yı (ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası) devreye sokması gerektiğini düşünen çok sayıda üye var.

Hem Demokrat hem Cumhuriyetçi senatörler, yaptırım talebini dile getirirken Türkiye’nin Rusya’dan uzun menzilli savunma sistemi satın alan ilk NATO üyesi ülke olduğunu da vurguluyor.

CAATSA yaptırımları

Kongre muhabirlerinin uzun süredir aktardığı üzere ABD’de birçok farklı görüşten siyasetçi Türkiye’ye S-400 alımı sebebiyle CAATSA (ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele) yaptırımları uygulanmasını istiyor. İddiaya göre Beyaz Saray’daki toplantıda CAATSA yaptırımları da masaya yatırılabilir.

Amerika’nın Sesi’nden Begüm Dönmez Ersöz’ün aktardığına göre ABD Başkanı Trump yasa gereği 70 sayfalık CAATSA metninde listelenen 12 yaptırım kaleminden en az beşini seçmek zorunda. Bu kalemler şöyle sıralanıyor:

  • Yaptırım kapsamına alınan kişi ve kurumlara ihracat-ithalat bankası desteğinin kesilmesi,
  • Mal ve teknoloji ihracatı ruhsatı verilmemesi,
  • ABD mali kuruluşlarından kredi tedarik edilmemesi,
  • Uluslararası mali kuruluşlardan kredi verilmemesi,
  • Mali kurumlara ABD Merkez Bankası ile doğrudan alışveriş yapma izni verilmemesi,
  • Yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumlarla ihale ya da sözleşme yapılmaması,
  • Döviz üzerinden işlem yapılmasının yasaklanması,
  • Mali kurumlar ve bankalar arasında ödeme ya da kredi transferlerinin yasaklanması,
  • Yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumların ABD topraklarında gayrimenkul sahibi olmasının yasaklanması,
  • ABD kişi ve kurumlarının yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumlardan sermaye ya da borç alışverişinin yasaklanması,
  • Yaptırım kapsamına alınan kişilere ABD’ye giriş yasağı,
  • Yaptırım kapsamına alınan kişi ve kurumlara benzer işlevi olan üst düzey görevlilere de yaptırım uygulanması.

ABD Başkanı yasa gereği en fazla 180 gün (6 ay) boyunca yaptırımlardan muafiyet tanıyabiliyor. Muafiyet, süresinin sona ermesinden en geç 15 gün öncesinde yine 180 günlüğüne yenilenebiliyor.

CAATSA Başkan’ın yaptırımlardan muafiyet tanıma kararı vermesi halinde bunu Kongre’nin değerlendirmesine sunmasını şart koşuyor.

Nurettin Kurt
Journalist, specialist in criminology, recipient of the EU Prize for Journalism and Turkish Journalists' Association’s press freedom award , and the author of “Journalist-wolf in the stressful triangle - Incident-police proceedings-lawsuit”,  Sedat Simavi Journalism Award - 2007 (Turkey) 32 yıllık gazeteci, polis ve adliye uzmanı, Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü başta olmak üzere, 2011 ve 2017 TGC Başarı ödülü, Avrupa Birliği Araştırmacı Gazetecilik Ödülü, iki kez Çağdaş Gazeteciler Derneği haber ödülü, yedi kez Barış Selçuk Gazetecilik Ödülü ile birlikte çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları tarafından ödüle layık görülmüştür, ‘Olay-Polis-Adliye- Gerilim Üçgeninde Kurt Gazeteci’ isimli kitabın yazarıdır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Calendar

Mart 2024
P S Ç P C C P
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
25262728293031