logo

10/16/2019

Kendisine hak, başkasına müstehak

Kendisine hak, başkasına müstehak

ABD, Irak ve Afganistan olmak üzere birçok ülkeye “demokrasi getireceğim” diyerek askeri harekâtlar düzenledi. Daha doğrusu savaşlar başlattı. Sonuç da o ülkelere bırakın “demokrasi” getirmeyi yıllardır çatışmalar hala devam ediyor. Olan ise hayatını kaybeden binlerce masum insana oluyor.

Türkiye ise tehdit olarak gördüğü bir terör örgütüne karşı ABD ve Rusya ile anlaşmalı olarak belirlenen bir bölgeyi arındırmak için 9 Ekim tarihinden itibaren askeri operasyona başladı.

ABD’den, operasyonun ikinci gününden itibaren Türkiye’ye karşı yaptırım sesleri yükselmeye başladı. Ve sonuç itibari ile ağır bir yaptırım listesi açıklandı. ABD birçok ülkede operasyonlar yaparken hiçbir ülke ABD’ye yaptırım için girişimde bulunmazken, ABD, işine gelmediğinde neden birçok ülkeye hemen yaptırım uyguluyor?

İran başta olmak üzere, bildiğim kadarıyla Kuzey Kore, Sudan, Suriye, Küba, Çin, Venezuela ve Rusya’ya yaptırımlar devam ediyor.

Sorum şu; ABD, işine gelmediği ülkelere “kaşının üzerinde gözün var” bahanesiyle yaptırım uygulama cüretini kendisinde nasıl buluyor?

Şimdi gelelim geçen hafta Türkiye hakkında açıklanan yaptırım kararları ne anlama geliyor.

Konuyu uzmanına sorduk. Aldığımız yanıtlar şöyle:  

BU YAPTIRIM LİSTESİ SADECE HAREKAT İLE İLGİLİ DEĞİL

ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’ye yönelik açıkladığı yaptırım listesiyle ilgili önemli bir ayrıntıya dikkat çeken Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz, “Listede, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da var. Bu da bize, kararların sadece harekatla ilgili olmadığını düşündürüyor” dedi.Suriye’nin kuzeydoğusunda sürdürülen Barış Pınarı Harekatını gerekçe gösteren ABD, Türkiye’ye yönelik ekonomik yaptırım kararları alırken, Türkiye henüz ABD’ye resmi düzeyde bir yanıt vermedi.

Başkan Trump’ın Twitter hesabından duyurduğu yaptırım listesinde ise şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye’nin eski ve mevcut hükümet yöneticilerinin ABD’deki mal varlıklarının dondurulması, el konulması. Çelik ithalatı için gümrük vergisinin yüzde 50’ye çıkarılması ve bunun mayıs ayından geçerli olmak üzere yürürlüğe girmesi. ABD Ticaret Bakanlığı öncülüğünde Türkiye ile 100 milyar dolarlık ticaret anlaşması yapılmasına ilişkin yürütülen müzakerelerin ivedilikle durdurulması.”

Bunun yanında ABD Hazine Bakanlığı, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’le birlikte Milli Savunma Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını yaptırım listesine ekledi.

 HENÜZ İMZALAR ATILMADI

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre, Başkan Donald Trump’ın, ABD Hazine ve Dışişleri Bakanlıklarına Türkiye’deki bazı kurum ve kişilere yaptırımlar getirmeleri için yetki veren başkanlık kararnamesi imzalansa da, henüz yaptırımlara ilişkin imzalar atılmadı.

ABD’nin yaptırım kararını uwidata.com için değerlendiren Savunma Politika Analisti Turan Oğuz,savunma kulislerinde bu kadar ağır bir yaptırım listesinin beklenmediğine dikkat çekti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının listede yer almasının ise, konunun sadece harekatla ilgili olmadığını aynı zamanda Doğu Akdeniz’de devam eden sondaj faaliyetlerine yönelik bir tepki de olduğunu belirten Oğuz, şunları söyledi:

Kamuoyunda hafif olarak değerlendirilse de, ben bu kadar ağır bir yaptırım listesi beklemiyordum.Yaptırım listesine baktığımızda çelik ithalatında gümrük vergisinin yüzde 50’ye çıkarılması konusu, mayıs ayından itibaren vardı zaten. İki ülke arasındaki 100 milyar dolarlık ticaret hedefi de uzun vadeli bir plandı. Böylesine kaotik bir ortamda kararlar uzun vadede zaten değişebilir. Ancak, üç bakan ve iki bakanlığın yaptırım listesine alınması ağır bir karar.

TEAMÜLLERİN ÖTESİNDE BİR KARAR

Bir kere en başta bir NATO müttefikinin diğer bir NATO üyesini ekonomik olarak tehdit etmesi, teamüllerin de ötesinde görülmüş bir şey değil. Bir NATO üyesinin 5. maddeye göre korunması gereken bir ülke olmasına rağmen, bu tür bir kararla, NATO’nun güneydoğu kanadını zayıflatacak olmasını ABD dikkate almıyor.

Henüz imzalanıp uygulamaya girmedi ama muhtemelen ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in Türkiye’ye gelip gitmesinden sonra imzaların atılmasını bekliyoruz. Kararlar henüz çok yeni, uygulama ile ilgili onlar da bir yol haritası belirleyeceklerdir ama bir belirsizlik de var. Genelde bu tip yaptırımlarda, adı geçen bakanlıklarla çalışılmaması beklenir.

PENCE, AKAR İLE GÖRÜŞMEYECEK Mİ?

Örneğin, yaptırım listesinde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Milli Savunma Bakanlığı var. Pence, Türkiye’ye gelince Akar ile görüşmeyecek mi? Akar’ı beğenmediniz, Tarım ve Orman bakanımızla mı görüşün diyeceğiz? Suriye konusunda, ABD ile bir koordinasyon da söz konusu. Henüz tam olarak ABD, Suriye’den çekilmiş değil. ABD, burada Türkiye ile çalışıp Milli Savunma Bakanlığıyla nasıl çalışmayacak. Bakanlık ve hiçbir bağlı kuruluşun çalışmaması çok mantıksız bir durum olacak. Diğer yandan yaptırım listesinde İçişleri Bakanlığı da var. İçişleri Bakanlığının şu an yürüyen harekatla bir ilgisi var mı, yok. Harekat tamamen Milli Savunma Bakanlığına bağlı TSK unsurları ile ilerliyor. Hadi, ilerleyen zamanlarda jandarma özel harekat gibi birliklerin devreye girdiğini düşünelim. İkinci aşamada İçişleri Bakanlığı harekatla ilgili olabilir ama listede üçüncü bir bakanlık da var.

İFADELER MİDE BULANDIRICI

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının, Suriye’deki harekatla ne ilgisi var?

Yaptırımların içerisinde sadece Suriye’ye yönelik değil, Doğu Akdeniz ve İran’a yönelik Türkiye’yi suçlayan ifadeler, mide bulandırıcı. Bu da bize yaptırım kararlarının sadece Suriye ilgili değil, aynı zamanda Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleriyle ilgili de olduğunu düşündürüyor.Enerji Bakanlığının ABD’yi etkileyen iki eylemi var. Birincisi, Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleri, diğeri de İran’dan petrol alımı. Çünkü bizim Suriye’de herhangi bir petrol kuyumuz yok.

TERÖRİSTLERLE PAZARLIK YAPMAYIZ

ABD’nin Türkiye’ye yönelik tutumunda kabul edilemez bir nokta da, yetkililerin konuşma şekli. Son yapılan açıklamalarda “sözde Suriye Demokratik Güçleri’nin başında general dedikleri, terörist başı Abdullah Öcalan’ın yetiştirmesi olan kişiyle Türkiye’yi görüştüreceğiz” demeleri, kesinlikle kabul edilebilir bir durum değil. Türkiye net bir şekilde “Asla teröristlerle pazarlık yapmayız” diyerek tavrını ortaya koydu.

 

Nurettin Kurt
Journalist, specialist in criminology, recipient of the EU Prize for Journalism and Turkish Journalists' Association’s press freedom award , and the author of “Journalist-wolf in the stressful triangle - Incident-police proceedings-lawsuit”,  Sedat Simavi Journalism Award - 2007 (Turkey) 32 yıllık gazeteci, polis ve adliye uzmanı, Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü başta olmak üzere, 2011 ve 2017 TGC Başarı ödülü, Avrupa Birliği Araştırmacı Gazetecilik Ödülü, iki kez Çağdaş Gazeteciler Derneği haber ödülü, yedi kez Barış Selçuk Gazetecilik Ödülü ile birlikte çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları tarafından ödüle layık görülmüştür, ‘Olay-Polis-Adliye- Gerilim Üçgeninde Kurt Gazeteci’ isimli kitabın yazarıdır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Calendar

Nisan 2024
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930