logo

11/12/2019

Erdoğan ve Trump bir araya geliyor

Erdoğan ve Trump bir araya geliyor

Gerek Türkiye tarafında gerekse ABD tarafında, günlerdir tartışma konusu olan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump görüşsün mü? Görüşmesin mi?” tartışması nihayet son buluyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald’ın daveti üzerine 13 Kasım’da Washington’a gidiyor. Beyaz Saray’da yapılacak görüşmelerin ardından iki liderin bir de öğle yemeği yiyeceği açıklandı.

EN GERGİN GÖRÜŞME

İki liderin “görüşsünler mi? görüşmesinler mi?” tartışmaları son bulurken, bu defa haklı olarak bu görüşmenin nasıl geçeceği merak konusu oldu.

Zira, 1974 Kıbrıs çıkarmasından bu yana, iki ülke arısında yaşanan krizler son dönemde adeta zirve yaptı.

Ancak bu defa durum gerçekten sıkıntılı görünüyor. Neden? Diye soracak olursanız, ABD tarafı son dönemlerde Türkiye’ye karşı inanılmaz hamleler yaparak, adeta yıkıcı bir politika izliyor, verdiği sözleri tutmuyor.

 

Örneğin, Barış Pınarı Harekatı öncesinde “Suriye’den çıkıyoruz” diyen, ABD göstermelik bir şekilde çıkıyor gibi yaptı ve gidip petrol yataklarının üzerine çöreklendi.

Türkiye’nin harekâtı durdurmasına rağmen, PKK/PYD’nin belirli bölgeden çıkarılması için 16 Ekim tarihinde Ankara’da imzalanan mutabakata uymadı. Bunu bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan “Halen PKK/PYD anlaşmaya vardığımız bölgenin dışına çıkarılmadı” diyerek iki ayrı açıklama ile dile getirdi.

Sadece bu kadar mı? Hayır değil tabi ki…

KRİZ, KRİZ, KRİZ

ABD’de Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen yasa tasarıları, yaptırım tehditleri, güvenli bölge, S-400 alımı, FETÖ, DEAŞ, Halkbank dosyası, kahraman gibi lanse edilen terör örgütü lideri Mazlum Kobani’ ye kadar tartışılması gereken birçok konu varken.

Ziyaretten iki gün önce de ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı O’Brien’in Kongre’nin S-400’lerden vazgeçilmemesi durumunda Türkiye’ye yönelik yaptırım kararı almaya hazır olduğunu. Açıklaması görüşmelerin ne derece gergin geçeceği sinyalini fazlasıyla veriyor.

 

Ancak, yukarıda bahsettiğim konulara aşikârız.

Zira, benzer olaylarla ilgili krizler sık, sık yaşandı. Ancak iki lider birçok kez bir araya geldi. Sonuçta, öyle veya böyle, anlaşmayla veya mutabakatlarla anlaşmaya varıldı.

Dediğim bu gibi hangi bir krizi anlatayım. Bu görüşmede birçok insan gibi benimde merak ettiğim şu meşhur mektup meselesi.

MEKTUP BOMBASI

Hani şu skandal mektup. Başkan Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a nezaketsiz bir mektup yazmış, saygısız mektubu yetmiyormuş gibi birde terör örgütü lideri Mazlum Kobani’nin yazdığı mektubu iliştirmişti ya.

Türkiye’de bu mektup olayı çok konuşuldu, çok tartışıldı.

Özellikle muhalefet patileri mektubun içeriğini ve geri iade edilmemesini çok eleştirdi.

Tartışmalar alevlenince, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “mektubu giderken yanında götüreceğini ve Başkanı Trump’a iade edeceğini” açıkladı.

Ancak deneyimli diplomatlar “ülkeler arasında böyle bir uygulama olmadığını, o mektup geldiğinde, büyükelçilik kanalı ile ABD’ye iade edilmesi gerektiğini” vurguladılar.

Birçok insan gibi bende çok merak ediyorum.

Sayın Erdoğan, malum iki mektubu ABD Başkan’ı Trump’a nasıl iade edecek?  Başkan Trump nasıl bir tepki verecek?

ACABA DİYORUM!

Büyükelçilik kanalını kullanarak mektupları iade etmeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD seyahati öncesi yaptığı açıklamada, terör örgütü lideri Mazlum Kobani ile ilgili dosya götürdüğünü, bunları Trump’ın önüne koyacağını açıkladı.

SADECE KOBANİ’NİN MEKTUBUNU MU VERECEK?

Bende diyorum ki,  acaba o dosyaların ardından Sayın Erdoğan “işte bana mektubunu yolladığın teröristin eylemleri bunlar. Bu da bizzat görüştüğün cani teröristin mektubu al sana iade ediyorum” diyerek sadece Mazlum Kobani’nin mektubunu mu geri iade edecek? Yoksa aynı anda “Bu, beslediğiniz teröristin mektubu, al bu da bana yolladığın ‘nezaketsiz’ mektubun” diyerek ikisini birden Başkan Trump’ın önüne mi koyacak?

 

BAŞKAN TRUMP’IN TEPKİSİ NASIL OLUR?

Baştan sona gergin geçeceği şimdiden belli olan görüşmelerin ardından, acaba ABD Başkanı Trump kendisine iade edilen mektuplara nasıl bir tepki verecek.

Benim tahminim her zaman ki gibi Başkan Trump işi “pişkinliğe” vuracak ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, o meşhur aksanı ile “Hey dostum” diye gülerek, “biz iki yakın arkadaşız, birlikte çok iyi işler yaptık ve yapacağız. Hem biz iki yakın dost değil miyiz?” diyerek devam edecek ve iç siyasette durumların karışık olduğunu böyle bir mektubu yazmak zorunda kaldığını söyleyip, gerekirse birde özür dileyip konuyu kapatacağından eminim.

Nurettin Kurt
Journalist, specialist in criminology, recipient of the EU Prize for Journalism and Turkish Journalists' Association’s press freedom award , and the author of “Journalist-wolf in the stressful triangle - Incident-police proceedings-lawsuit”,  Sedat Simavi Journalism Award - 2007 (Turkey) 32 yıllık gazeteci, polis ve adliye uzmanı, Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü başta olmak üzere, 2011 ve 2017 TGC Başarı ödülü, Avrupa Birliği Araştırmacı Gazetecilik Ödülü, iki kez Çağdaş Gazeteciler Derneği haber ödülü, yedi kez Barış Selçuk Gazetecilik Ödülü ile birlikte çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları tarafından ödüle layık görülmüştür, ‘Olay-Polis-Adliye- Gerilim Üçgeninde Kurt Gazeteci’ isimli kitabın yazarıdır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Calendar

Nisan 2024
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930