Avrupa ülkeleri, Türkiye’de yaşanan 15 Temmuz darbe girişiminin ardından firar eden, FETÖ’cüleri koruma altına almak için adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Öyle görünüyor ki yakında “bizi tercih edin, vatandaşlık verelim” kampanyaları düzenlerlerse hiç şaşırmayacağız.
Darbe girişimini başarısız olunca, “uyanık” bazı FETÖ üyeleri, önceden hazırladıkları “B” planını devreye sokarak, ilk gün kargaşasından faydalanmış olacaklar ki, soluğu Avrupa ülkelerine kaçmakta bulmuşlar.
Meğer ne kadar çok kaçak FETÖ’cü varmış.
Rakamlar ortaya çıktıkça insan şaşkına dönüyor. Diplomatik, pasaportlular, kırmızı yeşil, pasaportlular, üst düzey yöneticiler başta olmak üzere, pasaportlarının nimetlerinden faydalanarak, ilk fırsatta kendilerine kucak açan bir Avrupa ülkesine kapağı atmışlar. Sonuç da, ne olmuş dersiniz, büyük çoğunluğu baş tacı edilmiş, vatandaşlık ve oturma izni verilmiş. Buyurun, darbe girişiminin ardından Avrupa ülkelerine yapılan iltica başvurularını inceleyelim. Değerlendirmenizi siz yapın.
ADETA PATLAMA YAŞANMIŞ
Açık kaynaklara yansıyan, resmi verilere göre, darbe girişiminin ardından Türkiye’den Almanya’ya iltica başvurusu dörde, İngiltere ve Fransa’nın ardından, Yunanistan’a beşe, İsveç’e üçe katlanmış. Ayrıca, diplomatik pasaportlu yüzlerce Türk kaçak İsviçre’ye başvuruda bulunurken, Üst düzey rütbeli bir grup asker Hollanda’ya başvuruda bulundu.
BİRBİRLERİYLE YARIŞ HALİNDELER
Hollanda’ya iltica talebi üçe katladı. Bunların büyük bir kısmına oturma izni verildi.
Hollanda hükümetinin verilerine göre, 2015 yılında Türkiye’den yalnızca 56 kişi sığınma başvurusu yaparken 2016’da bu sayı 235’e yükseldi. 2017 yılının ilk sekiz ayında ise 309 Türkiye vatandaşı Hollanda’ya sığınma başvurusu yaptı. Bu sayı 2018 yılında toplam da üç misli arttı.
İNGİLTERE RESMEN DAVET EDİYOR
İngiltere İçişleri Bakanlığı’nın, 7 Nisan 2017 tarihinde hazırlayıp hükümete sunduğu ‘Türkiye: Gülenizm’ başlıklı raporda, ülkeye giriş yapan kişilerin FETÖ’cü olduğunu söylemesi halinde sığınma hakkı verilmesi istendi.
İçişleri Bakanlığı’nın (UK Home Office) raporunda 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye’den kaçarak İngiltere’ye gelen FETÖ’cülere sığınma hakkı tanınması için öneride bulundu. Raporda, “eğitimli, medya çalışanı, ordu ve yargı mensupları” haklarında FETÖ’cü olduklarına dair en ufak bir şüphe bulunması ve beyanlarının olması durumunda bile İngiltere’ye sığınma hakkı doğması yönündeki ifadeler dikkat çekti.
FETÖ’cülere kanat açan İngiltere’de bu raporu yazan Bakanlığın önemli bir başka yanı da Birleşik Krallık’a yapılan vize ve sığınma hakları gibi konularda tek yetkili kurum olması.
Raporda Türkiye’de bir kişinin, “Gülenci olduğundan şüphelenilen’ ya da Gülenci bir kişinin akrabası, olmasın halinde, kanun karşısında hakkını arayamadığı, kötü davranış ve tutuma maruz kalacağı”, gibi kesin ve taraflı bir iddialara yer verildi. Kötü davranışlar, yargılama, gözaltına alınma ve tutuklanma olarak sıralandı.
SORUŞTURMAYA GEREK BİLE YOK
İngiltere’ye sığınma başvurusunda bulunan kişilerin İç Güvenlik birimi olan MI5’in denetiminden geçmesi gerekirken, raporda FETÖ’cüler için bu zorunluluğun belirtilmemiş olması, İngiltere’nin FETÖ’ cüler için adeta “bize gelin” davetiye çıkardığını göstermektedir.
RAPORA BAK!
Raporda cezaevlerine konan FETÖ’cülerin, Gülen’i desteklediği ancak darbeye katılmadığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2016 Mayıs’ında FETÖ için ‘terörist’ ifadesi kullandığını ancak kanunla bunun ortaya konulmadığı, cezaevindeki FETÖ’cülerin avukatlarıyla görüştürülmediği gibi iddialar yer alırken bu iddialara ilişkin raporda hiçbir belgeye yer verilmedi.Raporda, BM işkence gözlem raportörünün raporuna göre cezaevindeki FETÖ’cülere işkence yapıldığı iddiaları yer aldı. Oysaki aynı raportörün daha sonra “işkence yoktur” ifadesine yer verilmemiş olması taraflı bir rapor yazıldığını da gözler önüne sermektedir.
ALMANYA BAŞI ÇEKİYOR
Darbe girişiminin ardından Türkiye’den Almanya’ya sadece 10 ayda 10 bin FETÖ üyesi iltica başvurusunda bulundu. Almanya’ya darbe girişiminin ardından iltica başvurusu dörde katladı.
Almanya İçişleri Bakanlığı’nın Ekim 2018 tarihinde yayımladığı verilere göre, 2018 Ocak-Ekim döneminde Almanya’da iltica hakkı için başvuru yapanların toplam sayısı ise 158 bin 512 olarak kaydedildi.
Verilere göre Türkler toplam iltica başvurularında Suriye, İran ve Irak vatandaşlarının ardından dördüncü sırada yer aldı. Federal Göç ve Mülteci Dairesi’ne (BAMF) iltica başvurusu yapan toplam 14 bin 800 kişinin bin 206’sını Türkler oluşturuyor. Türk vatandaşlarının Ağustos’ta bin 243 ve Eylül’de bin 93 başvuru yaptığı kaydedildi.
ÜÇ KİŞİDEN BİRİ ALMAN VATANDAŞI OLDU
Bakanlığı’nın verilerine göre 2018 yılında iltica başvurusu karara bağlanan her üç kişiden birinin Almanya’da kalmasına izin verildi. 2018’in başından Ekim sonuna kadar olan süreçte sonuçlandırılan 186 bin 886 iltica başvurusu işleminin yüzde 33,9’una ya koruma statüsü verildi ya da o kişilerle ilgili sınır dışı yasağı getirilerek ülkede kalmalarına izin verildi.
İçişleri Bakanlığı, 2018’in ilk 10 ayında iltica başvurusu reddedilen kişilerin sayısının 65 bin 303, ret oranının yüzde 35 olduğunu açıkladı. Bakanlık ayrıca başvuruların yüzde 31,1’inin başvuru geri çekildiği veya başvuruyu yapan kişinin başka bir Avrupa Birliği ülkesine geri gönderilmesi nedeniyle geçerliliğini yitirdiğini aktardı.
PKK’YA KAPILAR ZATEN HEP AÇIK
FETÖ’cü ilticacılar konusunda başı çeken Almanya’nın terör örgütü PKK başta olmak üzere, DHPK-C, Türk Hizbullah’ı, MLKP, TKB’ye de kucak açtığı yıllardır bilinmekte. Ancak, Almanya, Türkiye’nin bu suçlamalarını sürekli “insan hakları” bahaneleriyle reddetti.
Ancak, geçtiğimiz günlerde Almanya Hükümeti bir soru önergesi üzerine gerçekleri açıklamak zorunda kaldı.
Ortaya çıkan ve Almanya’nın resmen FETÖ’cüler ve PKK’ ya kucak açtığını gösteren veriler:
SORU ÖNERGESİ GERÇEKLERİ ORTAYA ÇIKARDI
Alman parlamenterler Stephan Thomae, Grigorios Aggelidis, Renata Alt ve FDP Partisi grubu, Almanya Federal Hükümeti’ne bir soru önergesi verdi.
Alman hükümetinin resmi kurumlardan aldığı bilgilerle sorulara verdiği cevaplar Almanya’nın bu kişilere bakış açısını gözler önüne serdi. Parlamentonun web sitesinde de yayımlanan cevaplar şöyle:
Hükümet “Türkiye bağlantılı hangi grup ve kurumlar izleniyor” sorusuna “Ülkücü Hareket, Milli Görüş Hareketi, Türk Hizbullah’ı, MLKP, TKP, DHKP-C ve PKK” cevabını verirken, her Türk’ü takip eden BND’nin terör örgütü FETÖ’cüleri takip listesine almaması gözden kaçmadı.
Almanya’nın FETÖ’cü diplomat, yargıç ve üst düzey devlet görevlilerinin cenneti olduğu tescillenmiş oldu. Türkiye’den devlet görevlilerinin yaptığı sığınma başvurularının kabul ve reddedilme durumlarına ilişkin istenen veriye cevaben Alman makamları, “Diplomatik pasaportlu hiçbir sığınma başvurusu reddedilmedi, yeşil pasaportlulardan ise sadece 9 kişinin başvurusu reddedildi” ifadelerini kullanarak, üst düzey FETÖ’cülerin hepsinin başvurusunun kabul edildiğini itiraf etmiş oldu.
DARBE KALKIŞMASINDAN SONRAKİ BAŞVURULAR
Soru önergesine verilen cevapta son 3 yılda sığınma talebinde bulunan FETÖ’cülerin, bin 30’unun yeşil pasaport, 315’inin ise diplomatik siyah pasaport taşıdığı belirtildi.
İşte son üç yılın iltica başvuruları:
* 2016: Toplam 296 başvuru yapıldı. Bu başvuruların 168’i yeşil pasaport, 128’i ise diplomatik pasaport taşıyor.
* 2017: İltica başvurusu yapan kamu görevlisi sayıyı 743. Başvuru sahiplerinin 593’ü yeşil pasaport 150’si ise diplomatik pasaport taşıyor.
* 2018: 306 Türk kamu görevlisi başvuruda bulunuyor. Bunlardan 269’u yeşil pasaport, 37’si diplomatik pasaport taşıyor.
PKK, SORUSUNA ŞAKA GİBİ CEVAP
Almanya, PKK konusunda da her zaman olduğu gibi ikiyüzlülüğünü tescillemiş oldu. PKK’lıların da takip edildiğini savunan hükümet, “Almanya’da ikamet eden veya vatandaşlığı bulunan kaç PKK’lı var?” sorusunu, “Mevcut PKK’lı sayısının üç haneli bir sayı olduğu varsayılmaktadır” cevabıyla kafa karıştırdı. Net sayı verememe sebebini “PKK’nın ülkedeki derin yapılanması” ile açıklayan Alman hükümeti, detaylı bilgilerin “gizli” olduğu, sadece “özel yetkili” görevlilerin edinebileceğini vurguladı.
Leave a Reply