Afrika Günü (eski adıyla Afrika Kurtuluş Günü), 25 Mayıs 1963’te Afrika Birliği’nin kuruluşunun kıtanın yanı sıra tüm dünyada her yıl anılmasıdır. Kutlama aynɪ zamanda Afrikalıların bir araya gelip çeşitliliklerini ve birlik beraberliklerini kutladıkları bir gündür. Bu minvalde Afrika’nın bağımsızlığını ve kolonizasyondan kurtulmasını anmak, Afrika’nın ne kadar ilerlediğini kutlayarak hala yapılması gerekenleri değerlendirmeyi amaçlar.
Afrika Günü Türkler için neden önemli?
Türkler esasında Batı dünyasından çok önce Afrika’da varlık göstermiş bir millettir. Buna rağmen kıta üzerinde sömürgeci bir tutum içerisine girmedikleri için Afrika’da Türk dili konuşan bir ülke yada topluluk yoktur. Hatta Afrika’ya gönderilmiş Osmanlı münevverlerinin, diplomat ve alimlerinin torunları bugün bulundukları kıtada coğrafyanın dilini konuşmaktadırlar.
Afrika günü herne kadar Afrika halklarının sömürgecilerden kurtuluşunu anma günü olarak bilinse de bizleri Afrika kıtasına bağlayan ve geçmişteki ilişkilerimizi canlandıran bir tarih olması vesilesiyle de önem arzeder. Bu noktadan bakıldığında Sayɪn Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla başlatılan Afrika açılımının birçok hususta müspet gelişmelerin kapısını araladığını ifade etmek etmek gerekir. Erdoğan birçok Afrika ülkesini ziyaret etmiş ve çeşitli zamanlarda yaptığı iki ayrı konuşmasında Güney Afrika’da vefat eden Ebubekir Efendi’nin hizmetlerinden bahsetmiştir. Esasında bir devlet büyüğünün bu alakasɪ dahi Afrika’daki kültür mirasımızın ortaya çıkarılması için bir işarettir. Fakat ne yazıkki bu teşvik yetkili kurumlarımızın dikkatini celbetmeye yetmemiş ve Afrika hakkında iyi niyetli planlar yüzeysel söylemlerden ibaret kalmıştır. Burada Türk milleti olarak diplomaside kullanabileceğimiz iki stratejik kaynağa sahipiz. Birincisi Anadolu’da asırlardır içimizde yaşayan Afrika kökenli vatandaşlarımızın içerisinde dünyanın ilk siyahi pilotu Ahmet Ali Çelikten gibi savaş kahramanlarımızın ön plana çıkarılarak Afrika Gününde anılması ile mümkündür. Diğer bir husus ise bir zamanlar Afrika halkını eğitmek için kıtanın ücra köşelerine gönderdiğimiz Türk-İslam alimlerinin metfun oldukları Afrika ülkelerindeki büyükelçiliklerimizde anılmasıdır.
Sadece Osmanlı Devleti döneminde değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında dahi Ankara Hükümeti Afrika’daki sömürgeci Batı devletlerini protesto etmiştir. Adnan Menderes döneminde bile Türkiye, Zimbabve’deki İngiliz idaresine ambargo uygulamış ve Güney Afrika’daki Apartheid Hükümetini protesto etmişti. Hiç şüphesiz bunlardan haberdar edildiğinde Afrika halkının Türkiye’ye yaklaşımı çok farklı olacaktır. Ne yazıkki bunlardan Afrika masasındaki yetkililerimiz haberdar olmadığı gibi programlarında dahi bu tür faaliyetler yer almamaktadır. 2021 yılında İstanbul’da büyük maliyetlere mal olan Afrika Ekonomi Platformunun Afrika ülkelerinde gündem olamamasının sebebi de izlenen bu yanlış politikalardır. Bunu aşmanın yolu şüphesiz kıta üzerindeki köklü Osmanlı mirasını diplomatik ilişkilerde ön plana çıkarɪlmasɪyla mümkün olacaktır.
25 Mayıs Afrika Günü şüphesiz sömürgecilikten kurtulan Afrikalı dostlar için çok başka anlamlar taşıyor. Fakat bugün olduğu gibi tarihte de onların yanında olduğumuzu gösterdiğimiz zaman bizim için kutlanacak manidar pek çok Afrika günü olacaktır.
Leave a Reply