Yayımladığı gizli bilgilerle Dünya gündemine oturan, Wikileaks’in kurucusu Julian Assange’ı nasıl bir gelecek bekliyor. Basın ve Ceza davaları konusunda uzman olan Avukat Ahmet Çörtoğlu, uwidata.com için değerlendirdi
Assange’ın karmaşık bir hukuk girdabının içine sürüklendiğini belirten Çörtoğlu. Şu değerlendirmelerde bulundu:
KAHRAMAN MI? HIRSIZ MI?
48 Yaşında bir Avusturyalı, kimine göre bir kahraman kimine göre ise insanların hayatını hiçe sayan bir bilgi hırsızı. Wikileaks’in kurucusu ABD Adalet Bakanlığı’nın 17 yeni suçlaması ile tekrardan gündemde. Kısaca süreci hatırlamak gerekirse,2006 yılında gizli bilgi ve fotoğrafları yayınlamak amacıyla bir site kuran Assange 2010 yılında helikopterden ateş açan Amerikan askerlerinin 18 Iraklı sivilin ölümüne neden olmasına ilişkin fotoğrafları yayınlayınca bir anda dünyanın gündemine oturup tüm haber kanallarında manşet oldu.
İTİRAZLARI REDDEDİLDİ:
Takip eden süreçte, aynı yıl içinde İsveçli savcılar Assange hakkında cinsel saldırı iddiası ile uluslararası yakalama karır çıkartınca İngiltere’de gözaltına alındı. Hakkındaki iddia, bir konuşma nedeniyle İsveç te bulunduğu sırada bir kadına tecavüz ve diğerine cinsel saldırı; Westminister Sulh Ceza Mahkemesi, 8 aylık tutukluluk sürecinin sonunda iade isteminin değerlendirilmesinin sonuna kadar Assange hakkında ev hapsi kararı verir. Temyiz Mahkemesinin de Assange nin itirazlarını reddetmesi ile sürecin sonuna gelindiğinde Assange Londra’daki Ekvator Büyükelçiliğine sığınır. 2012-2019 arasındaki süreç Ekvator Cumhuriyetinin kısa bir süre önce Assange’nin sığınmacı statüsünün kaldırılması ile sona erer ve Assange i İngiltere polisi tutuklar Mahkeme önüne çıkar. Kefaletle serbest kalma koşullarını ihlalden 50 hafta hapis cezası alır. Bu arada İsveçli savcılar daha önce kapattıklarını söyledikleri tecavüz suçlaması ile ilgili soruşturmanın Assange in iade edilmesi halinde kaldığı yerden devam edebileceğini söylerken ABD Adalet Bakanlığı da aralarında “gizli kaynakların isimlerini edinmek. Belge ve isimleri yayınlamak” suçlamalarının da olduğu 17 suçlama ayrı suçlama yönelterek iadesini talep ediyor.
İsveçli savcılar açık, direktörün talimatı ile Assange’nin ifadesinin alınamadığından dolayı soruşturma durdurulmuş ancak iade edilmesi halinde taciz ve tecavüz suçlaması nedeniyle soruşturmaya yeniden başlanabileceği ancak ellerinde suçlu ya da suçlu olmadığına dair bir kanıt olmadığını söylüyorlar. Tüm suçlamalara dair zamanaşımının da 2020 de dolduğu ayrıca belirtiliyor.
ABD’NİN DURUMU FARKLI:
ABD nin talebine gelince ise durum farklı uzun süredir devam eden bir kovalamaca da acaba sona mı yaklaşılıyor. Her nekadar İngiltere Mahkemeleri daha önceden Assangenin İsveç’e iadesine ilişkin karar vermiş, kararda kesinleşmiş ise de İsveçli savcıların soruşturmayı durdukları ve suçlamaya ilişkin zamanaşımının 2020 yılında dolmasından dolayı durum farklılık gösterebilir. Çünkü 50 hafta yaklaşık bir yıl ediyor bir yıl sonra İsveç te suçlamalara ilişkin zamanaşımı doluyor. İngiltere’de Assange’nin daha önce yattığı 8 ay hapis 50 haftalık cezasından düşülür mü bilemiyorum. Türkiye de olsa düşülür daha önce haksız yere yattığı bir süre varsa kişinin bu süre ileride alabileceği bir cezanın infazından mahsup edilir. Yani kısaca 50 haftalık sürecin sonunda İsveç Assange’i zamanaşımı nedeniyle soruşturmayı kapatırsa iade isteminden vazgeçebilir, isteme notasını ve uluslararası yakalama kararını kaldırtabilir.
SUÇLAMALAR ÇOK AĞIR:
Buradan hareketle ABD nin taleplerin bir kısmı açık ve tüm kamuoyu tarafından bilinen bir süreç: Farklılık. mevcut yönetim. Obama gitti. Trump artık Assange hakkındaki iddialarından bir tanesi de Hillary Clintona ait 2012-2014 yıllarında yaptığı özel konuşmaların deşifresi ve e-postaları, yani Clinton ile Trump arasındaki seçimlerin sonucunu etkilemek. O zaman durum değişir diye düşünüyorum. Her nekadar Obama, Assange belge sağlamasında yardımcı olan İstihbarat analisti Chelsea Mannning in cezasını düşürüp tahliye olmasını sağlamış ise de. Ama yeni suçlamalar çok ağır
Gizli kaynakların isimlerini edinmek ve yayınlamak
Ulusal çıkarları zedeleyecek, kişisel özgürlüklere ve hayatlarına zarar verebilecek nitelikte ki bilgileri umuma yaymak,
Özel hayatların gizliliğini ihlal,
Ülke itibarını düşürmek amacıyla ülke aleyhtarı eylem ve hareketlere destek
Seçim sonuçlarını etkilemeye yönelik yasalara aykırı bir şekilde faaliyette bulunmak gibi
SUÇ MU? DEĞİL Mİ? TARTIŞMASI:
Assange ve savunanları diyor ki bunlar yeni Anayasa değişikliği ile artık suç olmaktan çıktı. Savcılar ve Adalet Bakanlığı diyor ki HAYIR.
Assange ve destekleyicilerinin en büyük dayanağı 1789 Amerikan Anayasası nın, Dini bir kuruma ilişkin veya serbest ibadeti yasaklayan; ya daifade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü kısıtlayan; ya da halkın sükûnet içinde toplanma ve şikâyete neden olan bir halin düzeltilmesi için hükümetten talepte bulunma hakkını kısıtlayan herhangi bir yasa yapmayacaktır. Şeklinde ki maddedir. Derler ki böyle bir yasa varsa bile Anayasanın bu maddesi gereği hiçbir yasa da gerçek olan olayları açıklayan maddi vakaları belirtmek ve bildirmek koşuluyla ifade ve basın özgürlüğü hakkını kullanan kişiyi cezalandıramaz. Buradaki dayanakları açıkladıkları bilgi ve belgelerin resmi makamlardan elde edilmiş ve yayınlandığından tüm dünyanın da tepkisini çeken belgeler olmasıdır.
Örneğin Irakta 18 sivilin öldürülmesi. Onlarda soruyor 18 suçsuz sivili öldürenler hakkında bir şey yaptınız mı? ABD istihbarat şirketi Stratfor’un 5 milyon gizli e-postasını umuma yayınlarken kullandıkları yöntemler ise tüm dünyada şöyle bir sorunun sorulmasına sebep oldu: Digital araçların kullanımının halk tarafından benimsenip, demokratik olarak mı kullanılacak? yoksa devlet gücü ile ekonomik tekellerin ittifakının daha da güçlenmesi için mi?
SAVAŞ SUÇUNU ORTAYA ÇIKARDIM:
Bu arada Assange taraftarların en büyük gücü ve sloganı, Savaş suçunu ortaya çıkardık devlet bunun hesabını soracağına bizden hesap sormaya çalışıyor Şeklindeki halk arasında çok tutan söylemleri.
Bana kalırsa, Her iki tarafta haklı, bir yandan kendi askerleri tarafından toprakları dışında savaş suçu işleniyor, mutlaka hesap sorulması gerek. Bir yandan da kendisini dünyanın bir numaralı gücü yapan sitemin en büyük parçalarından biri olan istihbarat ağı, kısmi de olsa birileri tarafından deşifre ediliyor. ABD de Evrensel Hukukta bunların hesabını sormalı.
Leave a Reply