AK PARTİ’DE SULAR DURULMUYOR

AK Parti hükumetinde uzun süre ekonomi bakanlığı yapan ve Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte yeni parti kuracağını açıklayarak partisinden istifa eden Ali Babacan’ın ardından, eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’da istifa etti.

Uzun süredir parti içerisinde hedef tahtasına konulan ve hakkında ihraç süreci başlatılan eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu ihraç sürecini beklemeden ekibi ile birlikte partisinden istifa ettiğini açıkladı. AK Parti yönetimine yönelik sert sözler sarf eden Davutoğlu “Yeni bir siyasi hareketi inşa edeceğiz” dedi.

NEDEN HEDEF TAHTASINA KONULDU?

Kulis bilgilerine göre, AK Parti içiresinde bulunan bir gurup trol ekibi Davutoğlu ve yakın arkadaşları aleyhinde kampanyalar yapıyordu. Davutoğlu’na yakın isimler partideki aktif görevlerinden uzaklaştırıldılar.

Davutoğlu yeni parti çalışmaları için sessiz sedasız çalışmalara başladı. Tabandan destek görüp göremeyeceğini anlamak için de il, il dolaşıp toplantılar düzenledi. Bu toplantılarda “partinin ideolojisinden uzaklaştığını,  partiyi bir gurup trol ile birlikte damat (Hazine Bakanı Berat Albayrak) ve kardeşinin yönettiğini “ iddia ederek eleştirmeye başladı.

Bu gelişmeler üzerine AK Parti yönetimi Ahmet Davutoğlu hakkında partiden ihraç  süreci başlatmıştı.

AK PARTİ KAN KAYBINA UĞRAR MI?

Son dönemde AK Parti’de peş peşe gelen istifalar parti de kan kaybına neden olur mu?

Gerek Ali Babacan’ın kuracağı parti gerek Davutoğlu’nun kuracağı partinin tek hedefi var. Tabandan oy alarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın elini zayıflatmak. Zira Cumhurbaşkanlığı seçimi için yüzde 50 artı bir gerekli. Bu nedenle AK Parti’den ayrılanların Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde bir oy bile alsalar Erdoğan ve AK partiyi zor durumda bırakmaları söz konusu.

Yine parti kulislerinde Davutoğlun’dan ziyade asıl aktörün Ali Babacan olduğu konuşuluyor. Zira Babacan’ın eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün desteği ile kuracağı yeni partinin tabandan hatırı sayılır bir oy oranı alacağı konusunda hemfikir.

EKİBİ İLE BİRLİKTE İSTİFA ETTİ

Davutoğlu’yla birlikte AKP’den ihraçları istenen eski vekiller Selçuk Özdağ, Ayhan Sefer Üstün ve Abdullah Başcı’nın yanı sıra AKP eski İstanbul İl Başkanı Selim Temurci de istifalarını açıkladı. Davutoğlu Beysukent’teki çalışma ofisinde düzenlediği basın toplantısında “Yeni bir siyasi hareketi inşa edeceğiz” dedi.

Davutoğlu, yeni kuracağı partiye ‘her kesimi’ davet etti. İşte Davutoğlu’nun istifa gerekçeleri ve AKP yönetimine yönelik sert sözleri;

BUNU YAŞAMAK KADERDE VARMIŞ: Geçmişte ilim adamı, başdanışman, bakan, genel başkan ve başbakan olarak, arkadaşlarım birçok farklı vasıf ve vesile ile huzurunuza çıktık. Bir gün, hayatımıza anlam katan değerlerin bir siyasi yapı şeklinde tarihe yansıması olarak gördüğümüz ve başarısı için emeğimiz ve bütün varlığımızı ortaya koyduğumuz partimizden ihraç talebi ile huzurunuza geleceğimizi tahayyül bile edemezdik. Ancak bunu yaşamak da kaderde varmış.

PARTİ DEĞERLERİNDEN UZAKLAŞTI: AK Parti geçtiğimiz ay 18. yaşını doldurdu. AK Parti’nin siyaset anlayışı en güçlü ifadesini 3Y formülü ile bulmuştu: Yasaklara, yolsuzluklara ve yoksulluğa karşı mücadele. Ancak son yıllarda, AK Parti milletimizin gönlünde taht kurmasına vesile olan değer, söylem ve politikalardan uzaklaştı. Adaletten kalkınmaya her alanda sorunlar baş göstermeye başladı. AK Parti yönetiminin öncelikleri, söylemleri ve politikaları değişti. Demokratik siyasetin temelinde farklılıkların ifade edilmesi bulunmaktadır. Siyasi partiler de ancak içlerinde üretken bir fikir alış verişine imkan tanıdıkları ölçüde demokratik zenginliklerini koruyabilirler. Bu zenginliğin korunamadığı durumlarda partiler düşünce üretebilme kabiliyetlerini ve iç dinamizmlerini kaybederler.

3 YIL SUSTUM: Genel Başkanlığı bıraktığımız günden itibaren AK Parti’de ve ülke yönetiminde gözlemlediğimiz aksaklıkları, yanlışları yapıcı eleştiri ve önerilerimizle birlikte sözlü ve yazılı olarak en yetkili makamlarla paylaştık. Önerilerimiz hiçbir şekilde dikkate alınmamasına rağmen üç yıl boyunca kamuoyuna dönük açıklamada bulunmadık. Niye 22 Nisan’dan itibaren konuşmaya, yapıcı eleştiri ve çözüm önerilerimizi daha yüksek sesle dile getirmeye başladık? 31 Mart seçimlerinde AK Parti hem ittifak yaptığı partiye hem de rekabet ettiği diğer partilere oy kaybetmişti.

İSİMLER VİDEO KLİPLERİNDE DEĞİL MİLLETİN GÖNLÜNDE YAŞAR: Ne tespit ve eleştirilerimize yanlış ya da yalan denildi ne çağrılarımıza kulak verildi. Sözlerimiz açık, tespitlerimiz net, tavsiyelerimiz samimiydi. Konuşmalarımızda ‘partimiz’, ‘Sayın Cumhurbaşkanımız’, ‘ülkemizin geleceği’, ‘davamız’ dememize rağmen ‘ihanet’, ‘bölücülük’, ‘fitne’ ve ‘proje’ gibi ithamlara maruz bırakıldık ve bedel ödeme ile tehdit edildik. Daha da trajikomik olanı ise, bizim adlarımızı unutturabileceklerini zannederek, 2014-2016 arasını tarihten silmeye kalktılar. Oysa bilmiyorlardı ki, samimi insanların isimleri video kliplerinde değil milletin gönlünde yaşar.Takınılan bu vefasız ve nobran tavır bizim için önemli değildi. Ancak tarih bilincine ve birikimine sahip olmayan bütün topluluklar gibi unuttukları bir gerçek vardı: Tarih kendisini unutturmak isteyenleri çarklarında öğütür.

AK PARTE YÖNETİMİ ACİZ: Söylediklerimize yanlış diyemeyenler öfke ile bize yönelik ihraç sürecini başlattılar. Merakla bu ihraç sürecinin gerekçelerini bekledik. Bir siyasi parti için en ağır kararlardan birini içeren bu metin hiçbir somut gerekçeye dayanmıyor dahası birçok tutarsızlık, gerçek dışı ifadeler barındırıyordu ve son derece özensiz hazırlanmıştı. Bize iletilen gerekçeler, AK Parti yönetiminin yaşanan gerçeklikten ve temel ilkelerden koptuğunu, sağlıklı bir muhakeme ve delillendirme sürecini bile yürütmekten aciz olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

AKP KENDİNİ TASFİYE ETTİ: İhraç edilmek istenen şahıslar değil, AK Parti’yi özgün bir siyasi yapı kılan değerler ve yıllarca o değerler için ter döken kitlelerin ortak vicdanıdır. Bugün bu ihraçlarla parti içi eleştirilerden kurtulacağını zannedenler, aslında bu ortak vicdandan kopuşun derin sancılarını zamanla daha yakından ve daha derinden hissedeceklerdir. AK Parti bizleri ihraç etme sürecini başlatarak, aslında, kuruluş ilkelerini, kuruluş gerekçesini, dayandığı siyasi-toplumsal merkezi tasfiye etmiştir. Mevcut AK Parti yönetimi, aldığı kararla, 18 yıl önce kurulan AK Parti’yi tasfiye etmiştir.

DAR KADRONUN KONTROLÜNE GİRDİ: Muhasebe çağrılarına, siyaset önerilerine, yapıcı eleştirilere kulaklarını tıkayan bir yapının millete fayda, çözüm ve vizyon üretmesi mümkün değildir. Bugünkü yönetim ve siyaset anlayışıyla dar bir kadronun kontrolüne girmiş olan AK Parti’nin, Türkiye’yi daha iyi bir geleceğe taşıma kapasitesi, ülkemizin ve milletimizin sorunlarına çare olma imkan ve ihtimali kalmamıştır.

İSTİFA EDİYORUZ: İşletilen sürecin tüzük kurallarının uygulandığı hukuki bir işlem değil, sonucu baştan yazılmış bir senaryo olduğu aşikardır. Bu çerçevede, AK Parti’nin vefakar tabanını ülkenin her yanında omuz omuza iki seçim mücadelesi verdiği ve demokrasi tarihimizin en yüksek oyu ile birlikte büyük bir onur yaşadığı kendi genel başkanının ihraç edildiğini görme üzüntüsünden kurtarmak için yıllarca alın terimizi ve fikir emeğimizi verdiğimiz partimizden istifa ediyoruz. AK Parti’nin vefalı tabanına veda etmiyoruz.

YENİ PARTİYİ TARİF ETTİ: Tabelalar geçici, hayatımızı ve her türlü mücadeleyi anlamlı kılan değerler kalıcıdır. Partiler bu değerlere hizmet ettikleri ölçüde anlamlı olurlar. Biz bu değerlerin ve ilkelerin savunucusu ve sözcüsü olmaya devam edeceğiz. Bu bağlamda bizler; insanı ve sadece insanı merkeze alan, insan onuruna ve haklarına saygılı, evrensel değerleri yaşatan, yasaklarla, yolsuzluklarla ve yoksullukla sonuna kadar mücadele edilen, düşünce, ifade, din ve vicdan özgürlüklerinin sınırlandırılmadığı, demokratik hukuk devleti kurallarının işlediği, herkes için adalet ilkesi temelinde tarafsız ve bağımsız yargı sistemine güven duyulduğu, kamu malına el uzatılmayan, akraba ve adam kayırmacılığının olmadığı, şeffaflığın her alanda hakim olduğu, liyakatın, ehliyetin ve siyasi ahlakın esas ölçü olduğu, aile değerlerimizin toplumun en temel mayası olarak korunduğu, kadınların güven içinde hayatın her alanında etkin roller üstlendiği, gençlerin zihni ve psikolojik açıdan güçlü ve yetkin şahsiyetler olarak yetişmesini sağlayan vizyoner, çağdaş ve üretken bir eğitim sisteminin hayata geçirildiği, refahın belli ellerde toplanmayıp adil bir gelir dağılımı ile toplumun geneline yayıldığı, serbest piyasa ve rekabet koşullarının uygulandığı, her yönüyle ve her kesimiyle dünyaya açık, yakın çevresinde, gönül coğrafyasında ve dünyada barışçıl ve insani diplomasiyi esas alan, yeni nesillerin geleceğe umutla baktığı, demokratik bir düzen kurmak istiyoruz.

HER KESİMİ DAVET EDİYORUZ: Bugünden itibaren, zikrettiğimiz temel ilkeler doğrultusunda yeni bir siyasi hareket inşa etmek ve yeni bir yola çıkmak bizim için hem tarihi bir sorumluluk hem de milletimize karşı yükümlülüğümüzün bir gereğidir. Bu çerçevede, hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun, bu ülkenin geleceği için yüreği çarpan ve sorumluluk hisseden herkesi ve her kesimi ortak akıl çerçevesinde bir araya gelmeye ve birlikte çalışmaya davet ediyoruz.”