ERDOĞAN’IN ABD’YE VERDİĞİ SÜRE DOLUYOR

Rusya’dan S-400 Hava Savunma Sistemlerini almasının ardından ABD jet hızıyla yaptırımlara başladı ilk olarak da Türkiye’ yi  F-35 kapsamından çıkardı.  Bu gelişmeler üzerine iki ülke arasında gerilim sürerken, ardından Suriye’nin Kuzeyinde oluşturulacak ‘güvenli bölge’ konusu gündeme geldi.

Türkiye ve ABD yapılan bir dizi görüşmelerin ardından, içeriği açıklanmayan bir anlaşma üzerinde mutabakata varıldığını açıklayınca ‘gerilim düştü, müttefikimiz ile yola devam’ havasına girdik.   

Ancak her zaman olduğu gibi tabiri caizse, ABD yine Türkiye’ye sağ gösterip, sol vurmaya çalıştı.  

ABD’nin oyalama sürecine girdiğini çabuk fark eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 18 Eylül tarihinde yaptığı konuşmasında“ABD’ye iki hafta süre veriyoruz iki hafta içinde bir sonuç çıkmazsa kendi harekat planlarımızı devreye sokacağız” açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’da gerçekleştirilen Suriye-İran-Türkiye üçlü zirvesinde  Anayasa Komitesi üyelerinin onaylandığını ve böylece komitenin oluşumundaki tüm pürüzlerin giderildiğini söylemiş ve ABD’yle üzerinde anlaşılan ancak aradan geçen sürede detayları hala net olarak belli olmayan ‘güvenli bölge’ konusunda şu ifadeleri kullanmıştı:

“Bu durum Amerika ile yürüttüğümüz güvenli bölge çalışmalarının bir an önce sonuçlanmasını özellikle güçlendirdi. İfade ettiğimiz gibi iki hafta içinde buradan bir sonuç çıkmazsa kendi hareket planlarımızı devreye sokacağız.”

İki ülke arasında ilişkiler yeniden gerginleşti.

Peki bu süreçte neler yaşandı?

BM toplantısı için ABD’ye hareket eden Cumhurbaşkanı Erdoğan daha havada iken Türkiye’de ilginç gelişmeler yaşandı.

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Satterfield’in Erdoğan’ın ABD’ye harekatından bir gün önce Cumhurbaşkanlığı’na giderek heyete sözlü olarak bir takım vaatlerde bulunduğu basına yansıdı.

Büyükelçi Satterfield’in, sözlü olarak Türkiye’ye yeni F-35 ve ekonomik paket teklifi sunduğu, teklifte; Türkiye’nin F-35 programına alınması, ticaret hacminin arttırılması, alüminyum ve çelikte gümrük vergisinin düşürülmesini teklif ettiği iddia edildi.

Bu haberlere ABD elçiliğinden bir yalanlama gelmedi.

BAKAN BEŞ GÜN TİCARET GÖRÜŞMESİ YAPMIŞTI

Büyükelçi Satterfield’in bu sürpriz teklifniden kısa süre önce de, ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin’in S-400 alımı nedeniyle Türkiye’ye yaptırım açıklamaları yaparken, Ticaret Bakanı Wilbur Ross, Türkiye’de beş gün boyunca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve bakanlar dahil farklı düzeylerde görüşmeler yaptı. İş dünyasındaki farklı kurumların yanı sıra 43 Amerikalı ve 52 Türk firmasıyla bir araya geldi. Türkiye’de en uzun süre kalan Amerikalı bakan sıfatını kazanan Ross, ikili ticaret hacminin 20 milyar dolardan 100 milyar dolara çıkarılması hedefini teyit etmişti.

İKİ LİDERİN KRITİK TELEFON GÖRÜŞMESİ

21 Eylül tarihinde ABD’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 22 Eylül tarihinde ABD Başkanı Donald Trump ile telefon görüşmesi yaptı.

Wikimedia commons

İletişim Başkanlığından yapılan açıklamada, Erdoğan’ın ABD’de başkanlık seçimi kampanyası gezisinde bulunan Trump ile yaptığı görüşmede, ikili ilişkiler ve bölgesel konuların ele alındığı belirtildi.

Açıklamada fazla ayrıntıya yer verilmiyor, ancak bence son dönemde yaşanan gerginliği göz önünde bulundurursak iki lider arasında çok kritik bir görüşme yaşandığı gerçek.

O GÖRÜŞME GERÇEKLEŞMEDİ

ABD Başkanı Trump ile ikili görüşme yapması planlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu görüşmesi gerçekleşmedi. Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ve eşi Melania Trump’ın BM Genel Kurul Heyet Başkanları onuruna verdiği yemeğe katıldı. Cumhurbaşkanı ve eşi Emine Erdoğan’ı ABD Başkanı Donald Trump ve eşi Melania Trump tarafından karşılandı. Karşılama anı fotoğraflara yansıdı. 

PEKİ, ŞİMDİ NE OLACAK?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği süre 2 Ekim tarihinde doluyor. Bu süreçte yaşanan önemli gelişmelerin dışında ABD’de bir takım görüşmeler yapan Erdoğan acaba ikna edildi mi? Bekleyip göreceğiz, Erdoğan’ın dönüşünde yapacağı açıklama bu nedenle çok önemli. Tüm dünyanın gözü kulağı bu açıklamada olacağı kesin.

ABD, Türkiye’nin taleplerini yerine getirmeye özen gösterir ve titiz davranırsa ‘güvenli bölge’ konusunda kriz ilerlemez. Eğer aksi gelişmeler yaşanırsa bu defa Türkiye’nin atacağı adımlar merak konusu.

Çok değil Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği süreye sadece birkaç gün kaldı.