Aylardır Türkiye ile ABD arasında S-400 tartışmaları tam gaz sürdü. Karşılıklı sert mesajlar, tehditler birbirini kovaladı. Türkiye geri adım atmadı. Rusya S-400’leri teslimata başladı. Teslimatın ardından ABD tarafından birkaç gün yaptırım sesleri yükseldi. Başkan Trump ile senatörler gizli toplantılar yaptılar.
Ancak, ABD baktı ki Türkiye’yi gözden çıkaramıyor, S-400 tartışmalarını gördüğümüz kadarı ile şimdilik rafa kaldırdı. Tam “müttefikimiz ile aramız düzeldi, tehdit ve yaptırım sinyalleri kesildi” derken, şimdi de Suriye’de oluşturulacak güvenli bölge tartışmaları alevlenmeye başladı.
Uzun süredir ABD ile Türkiye arasında güvenli bölge konusunda görüşmeler yapılıyor. Ancak iki taraf da geri adım atmıyor. O bakımdan Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın açıklamaları dikkat çekici. Sonuç itibari ile Akar’ın, “Ortak bir noktada buluşamazsak güvenli bölgeyi tek başımıza oluşturmak zorunda kalacağız” demesi, S-400 konusunda olduğu gibi Türkiye’nin geri adım atmayacağının sinyalini veriyor.
Bekleyip göreceğiz.
Şimdi gelelim Sayın Akar ile ABD’li meslektaşı Mark Esper arasında yapılan görüşmenin ayrıntılarına.
BAKANLIK AÇIKLADI
Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD’li meslektaşı Mark Esper ile Suriye’deki güvenli bölgenin oluşturulması hakkında bir telefon görüşmesi yaptığı açıklandı.
Wikimedia commons
Akar, ABD Savunma Bakanı Mark Esper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulması planlanan güvenli bölge, terörle mücadele ve F-35 programına ilişkin görüşlerini paylaştı.
Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Suriye’de güvenli bölge meselesinin ele alındığı belirtilirken, Akar’ın “Ortak bir noktada buluşamazsak güvenli bölgeyi tek başımıza oluşturmak zorunda kalacağız” dediği vurgulandı.
MSB’den görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD Savunma Bakanı Mark Esper ile bugün bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiştir.
Bakan Akar, tarafından görüşmede;
- Türkiye’nin ABD’den beklentisinin terör örgütü PKK / YPG’ye desteğini tamamen sonlandırması olduğu,
- Türkiye’nin güneyinde bir terör koridoru kurulmasına izin verilmeyeceği,
- Türkiye’nin sadece kendi ülkesi ve milletinin güvenlik ve emniyetini değil, aynı zamanda bölgede yaşayan Kürtler, Araplar, Asuriler, Hristiyanlar ve Yezidiler gibi diğer dini ve etnik grupların da güvenlik ve emniyetini istediği ifade edilmiştir.
Suriye’nin kuzeyinde kurulması planlanan Güvenli Bölgeye ilişkin olarak;
- Türkiye’nin Güvenli Bölgede kontrolü sağlayabilecek tek uygun, yeterli ve yetenekli güç olduğu,
- Güvenli Bölgede yer alan YPG / PKK’nın tüm silahlarının toplanması,
- PKK / YPG’nin Güvenli Bölgeden tamamen çıkarılması,
- Güvenli Bölgenin, daha önce birçok kez açıkladığımız sebeplerden ötürü, 30-40 km. derinliğinde olması,
- PKK / YPG’nin bölgede yaptığı tüm tünel, mevzi ve tahkimatların imha edilmesi,
- Güvenli Bölgenin ABD ile koordineli bir şekilde Türkiye tarafından kontrol edilmesi kriterlerine göre oluşturulması gerektiği dile getirilmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın da 26 Temmuz 2019 tarihinde ifade ettiği gibi, ABD ile ortak bir noktada buluşamazsak Güvenli Bölgeyi tek başımıza oluşturmak zorunda kalacağımız ifade edilmiştir.
F-35 PROGRAMI
F-35 programı ile ilgili olarak ise; Bakan Akar tarafından, Türkiye’nin, projenin sadece müşterisi değil, aynı zamanda yatırımcısı ve üretim ortağı olduğu, F-35 projesinin kendi yolunda ilerlemesi gerektiği bir kez daha hatırlatılmıştır.
Bakan Akar, görüşmede, Esper’in Savunma Bakanlığının onaylanması nedeniyle kendisini tebrik etmiştir.”
Leave a Reply