Türkiye ile Rusya işbirliği…

Türkiye, Rusya’dan ABD’nin tüm tehdit ve yaptırımlarına rağmen, S-400’leri teslim alması, son olarak CumhurbaşkanıRecep Tayyip Erdoğan’ın Rusya ziyareti ve Devlet Başkanı Vladimir Putin ile birlikte SU-35 ve SU-57 yeni nesil savaş uçaklarını incelemesi, ABD ve Avrupa cephesinde yaşanan sarsıntıların iyice su yüzüne çıkmasına neden oldu.

ABD’n yaptırım tehditlerine rağmen Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma füzelerini teslim alması, ardından Rusya’da bir araya gelen Erdoğan ile Putin’in “işbirliğine devam”mesajları vermesi ABD ve Avrupa cephesinde sarsıntılara yol açıyor.

Zira iki liderin “işbirliğine devam” mesajlarının hemen arkasından ABD’den jet hızıyla tehdit ve yaptırım sesleri yükseldi.

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu, ABD Başkanı Trump’ı Türkiye’ye yaptırım uygulamaya çağırdı.

TÜRKİYE-RUSYA’SIZ-RUSYA-TÜRKİYE’SİZ YAPAMAZ

Son günlerde Suriye’nin İdlib kentinde yaşanan gerilim nedeniyle, Türkiye ile Rusya’nın ilişkilerinin bozulacağı ve bozulduğu yönünde bir takım yorumlar ve haberler yerli ve yabancı basına yansımıştı. Oysa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 27 Ağustos’ta Moskova’da düzenlenen MAKS-2019 Havacılık ve Uzay Fuarı’nda bir araya geldikleri zirve sonrası anlıyoruz ki bu haberlerin tam tersi gelişmeler yaşanıyor.

HER TÜRLÜ İŞBİRLİĞİNE DEVAM MESAJLARI

Zira iki liderin samimi sohbetleri, birbirlerine “değerli dost” diyerek hitap etmeleri, ortak üretim, ticaretin geliştirilmesi ve Suriye’de birlikte adım atılması konularında yaptıkları açıklamalar,  iki ülkenin ilişkilerinin daha çok yol alacağı anlamına gelmiyor mu?

Aynı saatlerde işbirliği açıklamaları yapılırken, Türkiye’ye S-400 sistemlerinin ikinci batarya sevkiyatının teslim edilmesi bu gelişmeleri ‘teyit’ etmiyor mu?

ABD’DEN YİNE YAPTIRIM TEHDİDİ

Türkiye’nin son dönemde izlediği ABD’den uzaklaşma, Rusya ile yakınlaşma politikasının ABD ve Avrupa’da rahatsızlık yarattığı çok açık. Zira Türkiye ile Rusya liderlerinin “işbirliğine devam”mesajlarının mürekkebi kurumadan, S-400’lerin teslimi sonrası rafa kaldırılan yaptırım tehditleri, ABD tarafından aynı saatlerde yine gündeme getirildi.

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu, ABD Başkanı Donald Trump’a yaptırım çağrısı yaptı. 27 Ağustos’ta sosyal medya hesabından çağrıda bulunan Komisyon, “Başkan Trump, Türkiye’ye S-400 hava savunma sistemi alımı nedeniyle ABD yasalarının gerektirdiği gibi yaptırım uygulamalısın. Türkiye’nin çıkarları için en iyisi ABD ortaklıktır, Kremlin ile değil!” ifadelerini kullandı.

ABD’de yasalar, Rusya ile işbirliği yapan ülkelere yaptırım uygulanmasına izin veriyor.

Türkiye-Rusya yakınlaşması Alman Basınına yansıdı.   

ABD’nin yaptırım açıklamalarının ardından Türkiye-Rusya yakınlaşmasının sarsıntıları Alman Basınına yansıdı.

Badische Neueste Nachrichten gazetesine göre Rusya’nın Suriye’deki etkisi artıyor.

Rusya Devlet Başkanı Putin ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki görüşmeyi değerlendiren Badische Neueste Nachrichten gazetesine göre, Rusya’nın bölgedeki etkisi giderek artıyor.

Deutsche Welle Türkçe’nin aktardığına göre; Neueste Nachrichten gazetesi şunları yazdı:

“Putin ile Erdoğan’ın Moskova’da bir araya gelmelerinin, her şeyden önce bir nedeni var: Moskova’nın tartışmasız üstünlüğünü göstermek. Rusya’nın Orta Doğu’daki bu yeni gücü en iyi Türkiye örneği üzerinden belli oluyor. Erdoğan’ın Putin üzerinde etkili olma şansı az. İdlib’de istikrarın sağlanması amacıyla yapılan anlaşmaya rağmen Suriye ordusu, Rusya’nın yardımıyla bölgede ilerliyor. Türkiye yeni bir göç dalgası konusunda endişeli. Putin, Erdoğan’ın Moskova ziyareti sırasında Türkiye’nin ‘meşru çıkarları’ndan ve atılacak ‘ortak adımlar’dan söz etti durumu sakinleştirmek için. Ancak sadece bir gün sonra Türkiye’nın İdlib’deki gözlem noktası yakınlarında yeniden hava saldırıları başladı.”

“TÜRKİYE’NİN TAVRI BAŞKALARINA ÖRNEK OLACAK MI?”

Putin-Erdoğan buluşmasını Rusya ile Türkiye arasındaki silah ticareti konusu üzerinden değerlendiren Junge Welt gazetesi, NATO’nun üyeleri üzerindeki iktidarının azaldığı görüşünde:

“İlginç olan soru, sadece dış politika değerleri üzerinden bakarak, acaba Türkiye’nin tavrı başkalarına örnek olacak mı? Yani bir NATO üyesi, Rusya ile sıkı iş birliği içinde olma hakkını kabul ettirir ise diğerleri de bunu yapamaz mı? Bu soru NATO dışında da sorulabilir. Siyasi elitlerin, Çin ile sürdürülen iktidar mücadelesinde Batı’ya bir nebze yaklaşmaya çalıştığı ama aynı zamanda egemenliğinden de ödün vermek istemeyen Hindistan’da örneğin. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın izlediği iç politikadan tamamen bağımsız olarak değerlendirildiğinde, Ankara’nın dış politikadaki iktidar mücadelesinin muhtemelen geniş kapsamlı etkileri olacak. Bir konuyu şüphe götürmeyecek biçimde şimdiden dile getirebiliriz: NATO’nun ve onun ana gücünün, çok uzun süre tartışma götürmeyen etkisi gücünü kaybediyor.”